Neden blog yazıyorum?


Aslında yazma sevdası genetik gibi bizim ailede.
Annemden bana geçen, belki de en büyük sevda..

İlkokul 3'e gidiyordum sanıyorum ki.
Kompozisyon ödevi vermişti öğretmenimiz.
Anneler günüydü konumuz.
Eve gelmiştim, her zamanki gibi annemle oturmuştuk ödevimin başına.
Derken annem yazdı benim kompozisyonumu:)







Ama sınıfta tahtanın önünde okuyacağım için o kadar çok çalışma yapmıştım ki.
Satır satır ezbere biliyordum kompozisyonu.

Sınıfta okuduğumda da öğretmenimiz o kadar beğendi ki.
Birinci ben oldum!

Anneme çok özendim, nasıl yazıyor böyle güzel cümleler diye uzun süre hayran hayran düşündüm.
Derken yeni bir kompozisyon ödevi daha verildi.

Küçük Elif, hemen annesine koştu tabi.
Annem ise bu sefer sen yazabilirsin dedi.
Bir yandan umutsuz, bir yandan birinciliği kaybetmemek için iddialı şekilde ilk kompozisyonumu yazdım.
Ve ben yine birinci oldum!

O gün bugündür yazıyorum işte.
Bazen kağıt kalemle, bazen telefonumun not defterine.

Çok iyi yazamıyorum belki.
Ama yazmak merhem oluyor, yoldaş oluyor sanki.

Blog yazmak da en çok bu yüzden.

Bunun haricinde ise tanımadığım insanların hayatlarına dokunacak olmanın sihrinden.
Belki birine bir yardımım olacak hiç bilmeden.
Bir iki kelimem yoldaşlık edecek onlara da.
Belki aynı hayalleri kurduğum, aynı mutlulukları, aynı tereddütleri yaşadığım insanlar var.
Ekranın karşısında tamamen kelimelerimle beni tanıyan birileri var, kimbilir..

En büyük dileğim ise, çok ileride belki onlarca yıl sonra birilerinin bu satırları okuması.
Belki ben bu hayatta bile değilken..
Benim fikirlerimin, hayallerimin son bulmayacak oluşu.
Anılarımın sadece benim anılarda kalmaması..