İlk olarak Adı Aylin'i, sanıyorum ki 16 yaşlarında iken okumuştum.
Sonra bende bir Ayşe Kulin takıntısı alıp başını gitmişti, baştan sona tüm kitaplarını okuyup çokça beğenmiştim.
Handan'ı gördüğümde Ayşe Kulin'den yine güçlü bir kadın kitabı diye düşündüm..
Kapağını pek etkileyici bulmasam da sırf Ayşe Kulin yazmış olduğu için attım sepetime..
Kitabı okumaya başladığımda aslında iyi gidiyordu her şey..
Halide Edip'in Handan'ına atıf yapılmış çokça, hatta Handan'la konuşur, ona anlatır gibi yazmış baş kahramanını Ayşe Kulin..
Romanın ismine sebep olan kahraman da ismini Halide Edip'in kitabından alıyor.
Handan'ı da okumuştum.
Ancak Halide Edip'in Handan'ını okumayan birisi de kolaylıkla anlayabilir romanı.
Kitabın bir türlü tam olarak ne anlattığını kavrayamadım aslında.
Güçlü bir kadın imajından, siyasete; siyasetten eşcinsellik tartışmalarına uzayan ve uzadıkça aslında samimiyetten kopan bir roman oldu benim için..
Sadece siyaset olsaydı veya sadece güçlü bir kadın.
Bu sayede anlatmak istedikleri daha güzel dokunacaktı herkesin yüreğine.
Bilmiyorum, Ayşe Kulin'in bu romanı bana o çok sevdiğim tadı vermedi.
Bu günlerde çok sevdiğim yazarlar da bir hayal kırıklığı yaşar oldum..
Güncel kalabilmek için kalemlerini harcıyorlarmış gibi geliyor sıkça.
Yeni yılın ilk Pazartesinden çabuk geçen mesailer dilerim!
:)