Kalabalık sofralar kurmayı, hele hele kalabalık kahvaltı
sofraları hazırlamayı o kadar seviyorum ki..
Sanki tüm stresimden arınıyor gibi oluyorum.
Hele ki eşimin, sevdiklerimin, misafirlerimin o gülen
gözleri tüm yorgunluğumu unutturuyor bana.
Ama her zaman öyle kalabalık sofralar kurabilmek pek mümkün
olmuyor.
Hatta ve hatta evde çoğu zaman tek kişilik kahvaltılar
yapılıyor.
Ben evdeysem eşim olmuyor, eşim evdeyse ben evde olmuyorum..
Yine de çok şükür!
İşte böyle günlerde anın tadını çıkarmak için kendime de
ufacık tefecik de olsa sofralar kuruyorum :)
Bu çoğu zaman sofra değil kahvaltı tabağı tadında oluyor :)
İşte böyle bir gün, yine bugün;
Çavdar ekmeğine kaşarlı tost, bu ara favori lezzetim :)
Birde köy biberi :)
Eşim nasıl yediğime hayret ediyor, biberle zaten arası yok,
hele bide kütür kütür, çiğ çiğ yiyor oluşum onu pek cezbetmiyor :)
Bazen de minik minik servisliklere koyuyorum
kahvaltılıklarımı:)
Tek kişilik serpme kahvaltı ancak bu kadar haliyle :)
Ekose peçetimi Gimsa’dan almıştım :)
Ankara’da oturanlar bilirler Gimsa’yı muhakkak :)
Peçete sevdam ayrı bir olay :)
Peçetelere özel çekmece ayırdım desem abartmış olmam:)
Tabaklarım ise çok sevdiğimiz bir çiftin hediyesi idi.
Tek kişilik kahvaltılarım kimi zaman da süt ve mısır
gevreğinden ibaret ;
Amerikan servislerimi canım annecim örmüştü :)
Minik bebişim ise Kızılay Şık Düğme’den.
Tabi ki kaşığım da Kancaev harikası! :)
Yalnızlık da keyif veriyor bazen..
Tadını çıkarmayı bildiğimizde :)
Şu an çamaşır makinası bir yandan, kurutma makinası bir
yandan çalışırken, yanımda yeşil çayım, televizyon da bir müzik kanalı..
Dinlenmek bundan başkası olamaz!
Yo, yooo..
Bu kadar iddialı değil :)
Sahil kasabasında, deniz rüzgarıyla perdeleri uçuşan bir
evde olmakla kıyaslanamaz sanırsam! :)
Sahil kasabası tadında bir hafta sonu dileklerimle!
:)