Bodrum


Aylardan Kasım..
Günlerden Cuma idi.
Yollara dökülürken içimiz içimize sığmıyordu.
Ankara 'nın bağrından Ege'nin Kasım ayı güneşine doğru yol alacak olmanın sevinci vardı ikimizde de.
Arabanın içini dolduran şarkılar, yol boyu içilen içecekler hepsi tatili çağırıyordu haykıra haykıra.
Aniden oluşan tatiller ne de güzel diyorduk!


Bardakçı koyunda yer alan Salmakis Beach Resort & Spa' da konakladık.





Otelin lobisindeki cama bayıldım!
Kaç farklı resmim var burada, inanın bende bilmiyorum :)

7. katında kaldık, bu yüzden manzaramız çok güzeldi..

Çoğu zaman erken uyanıp balkonunda zaman geçirmeye çalıştım.



Bolca Türk kahvesi içtik denize karşı.
Denizden hafif hafif esen rüzgar kahve kokusunu kim bilir nerelere taşıdı.



Huzurun adı oldu bizim için Bodrum'da içilen Türk kahvesi.
Her şeyden uzak, birbirimize çok yakınken.



Bazen Bodrum limanına indik.
Oturduk, izledik sadece.
Bodrum da yaşayanların ne şanslı olduğunu düşündük sonra.



Buralara kadar gelmişken Gümbet, Turgut Reis, Gümüşlük gezilmeden dönülmez ki dedik.



Bitez'e gittik sonra..
O çok ünlü 'Aman Bitez Yalısııı..' nı dilimizden eksik etmedik hiç.



Bitez'e kadar gelmişken de tabi kiii soluğu Bitez Dondurmacısı'nda aldık!



Aylardan Kasımmış kime ne, Bodrum'un ruhu Temmuz!
Elif'in ruhu da temmuz!
Üstünde çiçekli elbisesi, elinde dondurması!



Sahi tavsiye etmeden geçmeyeyim; bal badem, mandalina ve karadut muhakkak denenmeli!

Bodrum'un gündüzü ayrı güzeldi!



Sahiller çokça sakindi.
Deniz akşam üstleri çarşaf gibiydi adeta.
Bir kaç ele ele çift, bir kaç balıkçı.
Gün batımını izledik birbirimizi görüp fark etmeyerek.



Demem o ki; Kasım'da Bodrum başka güzel!

Ve hayat kısa!
Gidin görün muhakkak!